İSGİD
Yönetim Kurulu Üyesi Bora Can YILDIZ, akademik-popüler bülten Business
Review'da başarı öykülerini anlattı.
EID'in Başarı Öyküsü
Bora Can Yıldız, EID inşaat şirketinin sahibi. Şirket özellikle Irak'ta büyük projeler gerçekleştiriyor. Bunun yanında şu sıralarda yeni medyayla ilgili. EID'in başarı öyküsünü Bora Can Yıldız anlattı.
Çocuk yaştan itibaren ailemin de
yönlendirmesiyle her türlü işte tecrübe edindim. Kadıköy Anadolu Lisesinde
okurken, bir taraftan da yazları farklı işlerde çalıştım. Aile durumumuz
iyi olmasına rağmen, tezgahtarlıktan, inşaatlarda en alt seviyelerde
çalışarak her türlü ticaret tecrübesine sahip oldum. Ufkumu hep geniş tutmaya çalıştım ve aile inşaat işlerimizi ilerletmeyi o yıllarda hedefledim. O yıllarda, özellikle yaz sıcağında çalışmak çocuk yaşta biri için zor
gelmekteydi; fakat bu tecrübelerin faydasını sonraki yıllarda
fazlasıyla gördüm.
Hep babamın dönemiyle yaşadığımız dönem arasında büyük farkın olduğunu düşünürdüm ve buna göre hayatımı şekillendirmeye çalıştım. Yurtdışında
okuma imkanım olduğundan oralardaki uluslararası
şirketlerle temas etme fırsatım oldu. yeni teknolojilere çok merakım vardı ve bu alanda büyüyen pazarlar ile de ilgiliydim. Özellikle İTÜ’de bir
taraftan inşaat mühendisliği okurken bir taraftan da teknoloji alanına küçük yatırımlar yaptım. Yurtdışına gidip geldikçe bunlarla ilgili açılımlar özellikle özel bilgisayar programları, yeni bilgisayar sistemleri, ya da yeni dönemin son 10 yılın ana mecrası olan dijital prodüksiyonlar, 3D animasyonlar vs. ile gerçekleşti. Bunların hepsi Türkiye’de gündemde bile değilken bu konuların ilerleyeceğini
görerek o alana yatırımlar yapma konusundaki heyecanımı hiç kaybetmedim. İntro Grubu adı ile kurduğum şirket şu an bu
sektörde faaliyet gösteren lider bir firma olarak piyasada konumlandı. Belirli alanlarda Türkiye’den Amerika’ya ve Avrupa’ya dijital prodüksiyon ve yazılım ihracatı yapan bir şirket oldu. Özel, çok niş bir pazar olan medikal sektöre
girerek Türkiye’deki medikal devlerle çalışmaya başladık. Türkiye’de ilk defa
bir ilacın insan vücudunda nasıl bir etki yaptığını animasyonlarla anlatan filmler yaptık. Kısa bir sürede ise Türkiye için 300 tane film üreterek, bu filmleri yurt dışındaki merkezlerle paylaşan uluslararası ilaç devleri sayesinde oralardan talepler almaya başladık. 60'lı yıllardaki reklam sektörünü
anlatan "Madman" dizisindeki reklam şirketlerinin Türkiye’deki üreticisi olduk ve
ABD ye ihracat yapmaya başladık.
Gucci pazarlama stratejisini Türkiye'de uygulayarak, kaliteli dijital prodüksiyonlar sayesinde çok ciddi bir pazar kazandık. Binin üzerinde prodüksiyon satarak ülkemize çok ciddi bir
döviz girdisi sağladık ve bunun yan açılımlarını da yaptık.
Avrupa ve Amerika'da CLM (Closed
Loop Marketing) denilen yeni bir
pazarlama mecrası olduğunu ve CLM'in tablet PC ler ve iPadler üzerinden
tanıtım yapan ama aynı zamanda müşterinin davranışlarını analiz
eden ve ona yapılacak olan sunumu, müşterinin ihtiyacına göre değiştiren bir taraftan da müşterinin davranışlarını kayıt altına alıp, eğilimlerini
belirten ve çelişti analizlerle pazarlama stratejisini değiştiren ve geliştiren bir sistem olduğunu öğrendikten sonra bu alanda büyük bir geleceğin olduğunu görüp, Amerika’daki müşterilerimiz ve sektörden aldığımız
tecrübe ve bitmek bilmeyen girişimci yaklaşımla, bu sektöre yatırım yapmaya karar verdik. Böylelikle Türkiye’de bu alanda yine pazar lideri olmayı başardık. Şu an iPad üzerinden yapılan
digital tanıtımların çok büyük bir bölümünün lisansı bize ait. Bu ürünlere AppleStore da, intPad veya intCLM olarak rastlamanız mümkün.
Dijital prodüksiyon yaparken müşterimiz olan firmaların
standlar da yaptırdıklarını ve bu sektöre de çok para harcandığını fark ettik. Çok
yakın ve güvendiğim bir arkadaşım da, stand üretimi alanında mütevazi
işler yapmaktaydı. Onun da ailesi iş dünyasından bir aileydi, ama kendi ayakları
üzerinde durmak ve bir şeyler yapmak istiyordu. Ona ortaklık teklifinde bulundum ve medikal sektörde standlar yapmaya karar verdik. Çünkü zaten bu firmaların
filmlerini, digital prodüksiyonlarını bir çok digital üretimini yapıyorduk; neden standlarını da yapmayacaktık? Bir stand bölümü kurduk, daha sonra
bu bölüm başlı başına ayrı bir şirket haline geldi. Yine aynı sektörde pazar payını ciddi bir
yüzdeye çıkardık ve bütün bunlar daha
okul yıllarından itibaren şekillenmeye başlamıştı.
Daha sonra iki şirketin yeteneklerini birleştirdik. Çünkü bir taraftan tasarım ve üretimi yapıyor bir taraftan da bunun dijital prodüksiyonunu gerçekleştiriyorduk. Bunların müzelerde bulunabileceğini düşündükten sonra bu alanda girişimlerde bulunduk. Kazakistan’da
çok büyük, 36 bin metrekarelik müzenin içini A’dan Z’ye yaptık. Bu çok ses
getiren bir proje oldu. Bundan sonra İngiltere ve Amerika’daki müze yapan firmalar
içeriklerini bizim firmamıza yaptırmaya başladılar. Nusret
Mayın Gemisi Müzesi, Kıbrıs Müzesi, şu an çok yakında açılacak olan PTT’nin bir
müzesi olmak üzere Türkiye'de müzeler yapmaya başladık. Farklı disiplinleri bir araya getirerek, biraz da ileriyi görerek ve kimsenin girmediği alanlara girerek firmamız adına çok
ciddi bir büyüme sağladık.
Bütün bunların yanında aile geleneğimiz olan inşaat sektörünü de bırakmadım.
Ortadoğu Macerası...
Libya, Cezayir, Katar, Kuveyt, Mısır gibi ülkeleri gezip oradaki
imkanları değerlendirip, en büyük imkanın Güney Irak’ta olduğunu gördükten sonra faaliyetlerimize başladık ve o bölgede üç senedir faaliyet göstermekteyiz.
Neden Ortadoğu?
Neden Ortadoğu diye sorarsanız; oralarda kimsenin gitmeye cesaret edemediği, hatta insanların kaçırıldığı dönemlerde bile fırsatların var olduğuna ve bu anlamda oralara hizmet götürmenin gerekliliğine başta biz inandık.
Yaptığımız işlerle verdiğimiz sözleri tutarak insanların güvenini kazandık. Böylece 2010 - 2011'de iki senelik süre içinde
orada iş yapan tek firma olmayı tüm engellere rağmen başardık. Böylelikle diğer firmalara da önderlik etmiş olduk.
Benim için hayatta önemli iki sermaye vardır; birincisi insanların güveni, ikincisi ise personellerim. O bölgede de onlara çok güvendik.
Uluslar arası alanda ve Türkiye’de
yaptığımız işler bizim gelecekte yapacağımız işler için ciddi referanslarımız oldu. İstanbul'da yaşadığımız hayat
standardını arkamızda bırakıp, bütün zorluklarına rağmen o bölgeye gitmemiz ve o
bölgede mücadele etmemiz bölge halkını fazlasıyla mutlu etti. Çünkü herkesin
onlara sırtını döndüğü dönemlerde oraya gidip işler almıştık. Sadece yerel değil aynı zamanda İngiliz, Amerikan ve İtalyan şirketlerinin de güvenini kazandık. İlk yıllarda zarar ettiğimiz
halde pes etmeyip kendi öz kaynaklarımızı kullanarak verdiğimiz sözleri tutmak için çabaladık. Bunlarla birlikte oradaki bütün büyük işlerde kısa bir
süre sonra söz sahibi olmaya başladık.
Şu anda orada dört tane hastane ve otel inşaatı devam etmekte. Bir hava limanı inşaatını da bitirdik ve teslimleri gerçekleşiyor. Çeşitli konut, iş merkezleri inşaatları da var. Bunun yanı sıra başlayacak olan bir endüstriyel tesis, petrol tankları, boru hatları
gibi inşaatlar da söz konusu.
Bora Can YILDIZ
EID Yönetim Kurulu Başkanı ve
İSGİD Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi